15 Mayıs 2011 Pazar

15 Mayıs 2011 Sansüre Karşı Yürüyüş // Eskişehir




---Alıntıdır---


22 Şubat 2011′de yayınlanan ve 22 Ağustos 2011′de yürürlüğe girmesi planlanan ‘İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı‘ başlıklı plan dahilinde Türkiye’deki BÜTÜN kullanıcıların kendi seçtiği bir internet paketi üstünden internete bağlanması planlanıyor.

TÜRKÇESİ: Aynen Çin’de olduğu gibi ulusal bir sansür yazılımı arkasında olacağız. Dışında kalma şansımız olmayacak ve TİB’in engellediği sitelere giriş de mümkün olmayacak.

DİKKAT: Mevcut durumun devam edeceği ‘standart paket’ zaten şu an TİB’in sansürlediği on binlerce siteyi içeriyor. Yani mevcut durumun devamı, sansürün devamı demek oluyor. İçeriği, kapsamı ve detayları henüz belli olmayan paketler şöyle:

  • Aile paketi (Sansürlü ve sansürlenmese de kara listede olan sitelerin engelli olduğu paket)

  • Çocuk paketi (Sadece Kurum tarafından çocuklar için onaylanan sitelere girilebilen paket)

  • Yurtiçi paketi (sadece Türkiye’deki sitelere bağlanılabilecek. Belki de devletin asıl istediği budur? İNTERNET TÜRK OLSUN!)

  • Standart paket (ŞİMDİLİK herhangi bir kısıtlama içermeyen seçenek AMA sansürlü siteler yine engelli)


Hiçbir seçim yapmayan standart pakete dahil olacak ki unutmayalım; BU DA BİR PAKET. Yarın yeni bir düzenlemeyle pekala bu da aile paketi statüsüne getirilebilir.
Bu konuda yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay’a başvuruldu. Sonuç bekleniyor.


---Alıntıdır---

Yukarıda da okuduğunuz bu saçmalıklar silsilesi yüzünden yurt genelinde oluşturulan
"İnternetime Dokunma"
etkinliğinin Eskişehir ayağından birkaç fotoğrafı göreceksiniz.
"eee hiç haberlerde de görmedik, neden toplaşıp toplaşıp durdunuz ki?"
diyecekler için de yukarıdaki alıntıyı yaptım.
Hem zaten bunu diyenler de haklı, haberler bu olaya pek ilgi göstermedi.
Kader, kısmet, şans ve bunun gibi bir takım şeyler.




"Pornoma dokunma senin de giderin var"
yazan pankart, en sevdiklerim arasına girdi.
Fotoğraftakilere de selam ederim.





Rahat rahat fotoğraflayabilelim diye defalarca bu pozisyona girmiş arkadaş
ve çok "ince" düşüncesi.
Çok beğenildi çok.





Sarışın olmak suç mu panpa?
tarafımca pek sevilmiş bir pankarttı.
Bu fotoğrafı çekebilmek için göğüs göğüse mücadele verdim,
insanlara çarpa çarpa, kalabalığı yara yara geçtim ve görevimi yerine getirdim asdfghjk.
Baykuş Reis'e de selam ederim.

c {o,o} c
c |)__) c
c -”-”- c




Buraya "Bir İstanbul Masalı" yazdığımı düşünsene (üç nokta)



Velhasıl
Eskişehir, Adalar Migros önünde hali hazırla olan festivali göz önünde bulundurmayıp yer olarak burasının seçilmesi yeterince enteresandı. Saat 14:00'te orada tango yapan bir çift vardı mesela, "sabote mi ediliyoruz lan" gibi yorumlar gırla gitti.

Yaklaşık 300 kişi vardı, zaten çok da kısa sürdü. Hiç yoktan iyidir mi desem bilemiyorum.
Bu da böyle bir anımdı.

Umarım bir daha sansür yüzünden toplaşılmaz, kalabalık bir yürüyüş isteyen şahsım da 1 Mayıs'ta İstanbul'a gelirim mesela, geçinir gideriz.

Hükümet, akıllı olsun akıllı.

Not: Baştaki alıntı için; via mserdark

11 Mayıs 2011 Çarşamba

"Ne, Oje Mi?" Vol.3 ~ Hem De Ayaklı

Bu benim nasıl aklımdan çıkmış, nasıl unutmuşum, bilemiyorum. Ufak bir hatırlatmayla kendime geldim. "Ne, Oje Mi?" serisine bu sefer ayaklı bir post hazırladım. Keyifli okumalar asdasdf.

---




Fransız manikürü yapılmış bu fotoğraf favorim olup sona saklanma ihtiyacı duyulmamıştır. Munis ve sadedir. Daha ne olsundur?







Tabi ki oje konulu post'ta ayakkabılar ön plana çıksın istemem, ama artık idare edivereceksiniz. Yine bir Fransız manikürü ile karşı karşıyayız. Bu sefer üsttekinden farklı olarak tırnağın ucundaki beyaz şerit daha belirgin ve tırnağın zemini de ojeli. Diğerinde ise zemin ojesizdi, belki çok çok açık bir tonda oje mevcut, ya da parlatıcı. Her neyse ikisi de gayet başarılı. Çok cicililer.








Çok çok güzel bir yeşil. Sürülmesi de çok başarılı.
Benim derdim ayak üzerindeki dövme.
Gerçek mi değil mi bilmiyorum, ama ayak üzerine kesinlikle bu kadar büyük bir dövme yaptırılmamalı. Yazıklı.
Daha da yazıklısı, az sonra asdasdasd





Kırmızı oje zaten kafadan +10 puan yazdırır haneye ama ablacım o ayaklardaki dövmeler ne öyle? Allahın aşkına bunu güzel bulan insanın güzellik anlayışına tüküreyim adefersin. Güzel pedikür, kırmızı ojeler, peki o desenler yakıştı mı? Halı mısın sen? Bu ne hal?
ÖF.









Ayakkabıların öne çıkması gibi bir amacım yok, artık idare edivereceksiniz diye baştan söylemiştim. İdare ediverin artık :) Siyah ojeyi çok sevdiğim için bir örnek bulunsun istedim, fotoğrafın tek amacı bu asdfadf.
Şimdi ayakkabılar da güzelmiş hani :)




Bu ablanın amacını çok anlayamadığımı belirterek eyyorlamama başlamak istiyorum. Zira baş parmağın dışındaki parmaklara oje sadece uca sürülmüş, french gibi, ama baş parmak tamamen ojeli. Ayakkabıyla ojenin renk uyumu yüzünden posta girmeye hak kazanan bir fotoğrafı incelediniz. Ablanın tırnakları uzayınca ojelerin bu duruma geldiği gerçeğini HİÇ düşünmek istemiyor, Ayakkabılar da enfesmiş demeden geçemiyorum :)








Kırmızı ojeli, düzgün pedikürlü, sağlıklı ayaklar.
Böyle sade şeyler hep sevilir. Bunu söylüyorum zira az sonra desen desen ojelenmiş ayak tırnakları göreceğiz.
Sonra "kırmızı ojeli, düzgün pedikürlü bu ayak ne güzelmiş aslında" diyeceğiz. Sevgiler.







Bu postta "yaz gelse de çimsek" alt metnin barındıran fotoğraf da bu olsun. Söz konusu ayak tırnakları olunca kırmızı renge torpilimin olduğu da gözlerden kaçmadı di mi? Kırmızı güzel ya.
Sürelim. Fakat kırmızı ojeye de takılıp diğer renklere bok atmayalım. Rica ediyorum.








Ne demiştim? Ayak tırnağında desen.
Yersen.
Yani, elde bazı bazı güzel olsa da, ayakta çok çok çok zor bu iş.
Bak üstteki kırmızı ojeli ayaklara, sonra bu uğur böcekliye bak.
Çok kötü diyemem ama, iyi de değil yani.
Ne gerek var arada kalmaya? Onca uğraşıyorsun pedikür için.





El - Ayak bir örnek yapmış ablamız. Karpuz deseni.
Bu fotoğrafın alt metni ise "Beterin beteri var, az önce gördüğün uğur böcekli desene şükredecektin arkadaşım".
Tabi uğraşılmış yapılmış falan ama, ı ıh.
Olmamış ablacım, otur sıfır.









Mesela, bu da desen.
Ama dikkat etmek lazım, gözü tırmalayan bir desen değil.
Bunların hazırları da var, çok sıkılıyorsan oturup kendin de yapabilirsin. Siyah zemine renkli leopar desenleri gibi bir şey.
Posttaki desenlerin en başarılısıdır kanımca.
Ayakkabının topuğu da azcık daha ince olsa var ya, öf.





Sevgili okuyucu
Ben bu renk ojeyi çok seviyorum. O kadar seviyorum ki, yiyeceğimin üstüne döküp yemeye çalışabilirim. Garanti veremiyorum. Bu turkuaz ojeye Claire's , Tiffany & Co. gibisinden yerlerde bulabileceğinize inanıyorum. Ayakkabıları beğenmemekte haklısınız çünkü çok kötüler be. Ojelere yazık ablacım :(







Bundan sonrası biraz kötü, üzgünüm :(
Şimdi oje sürüyorsun, ayağının üstüne dövme yaptırıyorsun / yazı yazıyorsun ya da her neyse, sonuçta bir uğraş veriyorsun, ama tırnaklarını yamuk kesiyorsun?
Bu normal değil be ablacım, hem de hiç.
Acil şifalar diliyorum.



Yine bir yamuk yumuk tırnak kesme vak'ası.
Yine güzel, yeşil yeşil oje ve hain sahibi.
Ve pembesine sahip olduğum yeşilli Etnies.
Nolur üzülme güzel Etnies pabuç, gizembiç seni seviyor :(
Sen de tırnaklarını düzgün kesmeyi öğren. Tamam sakinim.









Açık pembe "eh işte" yorumunu hak eden bir ojeye geldik.
Abla epey uğraşmış kalpler, yüzükler. Kıyamadım, bir çeşit olsun dedim, koydum buralara.
Fotoğraf çekmek için bile olsa bu yüzüktü kalpti böyle antin kuntin şeyleri sevmeyenlerdenim.
Ha bi de kızın pediküründen çok cildi güzel, bence.






Geldik son fotoğrafa.
Bu tondaki turuncuya da bayılırım. Pembemsi turuncu asdfasdf.
Yine "yaz gelse de çimsek" alt metnini hunharca işliyorum izninizle. Plaj, deniz, kum, güneş. Özlediğimiz şeyler tabi.
Abla da bronzlaşmış, çimmiş, güneşlenmiş.
Darısı başımıza ne diyeyim.