2 Mart 2015 Pazartesi

Şubatta Ne İzledim?

Ocak 2015 itibariyle başladığım film izleme maceram sürüyor sevgili gönül dostları. Ama Şubat ayında günde 2 film falan da izleyeceğim ki HER GÜN YENİ 1 FİLM motto'ma zeval gelmesin. Zaten geldi de, arayı kapatacağım işte...



27) 01.02.2015 - Nightcrawler (2014)
Bu film oradan buradan ödülleri toplar. Jake Gyllenhaal adeta döktürmüş. Gone Girl falan derken 2014 amma çok sosyopatlı film yaptı farkında mısınız? Lou'nun partneri ölürken onu görüntülemesi falan muazzam ürkünçtü. İzleyin derim.

28) 02.02.2015 - The Italian Job (2003)
Büyük çaplı hırsızlı filmleri severek izlemiş 1 insan olarak bu filmi de çok beğendim. Mini Cooper nefret edicisi ben bile kovalamaca sahnelerini çok beğendim diyeyim, çok spoiler vermeden derdimi anlatmış olayım. Charlize Theron da ne hoş kadın di mi ya?

29) 03.02.2015 - Takers (2010)
Chris Brown'ın dayak şeysinden dolayı IMDB puanının düştüğüne inanıyorum yoksa baya hoş film. Sözlükte The Italian Job başlığında yazmışlar orada gördüm hemen izledim. Yine hırsızlı kaçmalı kovalamacalı, T.I.'lı ki kendisini pek severim. Ah bir de filmde Paul Walker var. Bu çocuk ölmüş olamaz ya bak üzüntüme Hyden Christensen'a bile değinemiyorum.

30) 03.02.2015 - American Beauty (1999)
Takers'tan hemen sonra 1 film daha parlattım. Yine tamamını 1 türlü denk getirip izleyemediğim 1 filmi izledim. Kevin Spacey'nin vurulmadan önceki sözlerini buraya aktardım farz edin.

31) 04.02.2015 - 21 & Over (2013)
Aslında 21 Blackjack indirmiştim fakat torrentimin bana sürprizi olsa gerek, film İtalyanca dublaj çıktı. Sonra bakdım 21 & Over var, Whiplash'teki eleman da oynuyormuş, hemen indirdim izledim. Hangover stayla 1 film, geçmiyor günler diyorsanız izleyin.

32) 05.02.2015 - The Usual Suspects (1995)
Sözlükte eskiden hep Kayser Söze geyiği dönerdi. Filmi yarım yamalak hatırlıyordum aslında ama yine de bi üstünden geçmek istedim.................. (Akademik peypır sanki laflara bak fksdkljs). Evet yine Kevin Spacey diskografisinden gitmişim farkındaysanız...

33) 06.02.2015 - American Sniper (2014)
Galiba ben inceden inceden Bradley Cooper'a yazıyorum ya. Her hafa 1 filmini izliyorum. Bradley Cooper bu filmle oscar alıcak gibi ama cidden overrated. Patır putur insan avlamalı olaylara gelemiyorum, tansiyonum 2'lere 3'lere düştü.

34) 07.02.2015 - 007 James Bond: Casino Royale (2006)
Öncelikle "sarışın James Bond mu olur" diyenler bok yesin. Daniel Craig belki aşırı yakışıklı falan fistan bir adam değil ama James Bond hiç de emanet olmamış kendisinde. Ama işte bond da olsan 1 kız seni şakır şakır kandırabiliyor işte.......... Diğer bondları da izleyeceğimdir.

35) 07.02.2015 - Birdman (2014)
Casino Royale'de sonra 2. filmi fişekledim. Ama keşke daha ıvır kıvır bir film izleseymişim. Birdman ağır geldi. Spoiler vere vere anlatmak istemiyorum, gerçekten harika 1 filmdi. İlk sahnesinden son sahnesine nasıl bitti anlayamadım. Ki normalde filmi durdurur biraz internette gezinir sonra filme devam ederim.

36) 08.02.2015 - 007 James Bond: Quantum of Solace (2008)
Daniel Craig'li bond serilerini izleyip diğerlerine de yavaş yavaş girişeceğim. Filmin IMDB puanı 6.8. Bence daha yüksek olmalı. Fields'in petrole bulanmış o görüntüsünü de bana çok dokundu.....

37) 09.02.2015 - Silver Linings Playbook (2008)
Haydaaaaaaaaaaaaaaaa yine mi Bradley Cooper? şdslkgdsil haftada 1 dedim ama 2 günde 1'e çıkartmışım sıklığı, haberim yok.. Jennifer Lawrence'ı seviyorum ben. Bu filmde de ikisi süper olmuş. Bok atıp durmayın kıza, Oscar'ı da hak etmiş. Ayrıca iCloud'ınız batsın pis köpekler. Neyse, içimi ılık ılık yapan 1 Tiffany lafı var, buraya yazmak istiyorum: "There will always be a part of me that is dirty and sloppy, but I like that, just like all the other parts of myself." Ayrıca dans yarışmasındaki performansları bile bipolar'dı ^^

38) 10.02.2015 - 007 James Bond: Skyfall (2012)
Daniel Craig'li son bond filmi. İstanbul'un bok gibi, Londra'nın laci renkli filtrelerle (böyle mi denir bilmiyorum) soğuk ve cool, Şangay'ın ledlerle teknolojik teknolojik gösterildiği film.. Fonda Skyfall çalaken çok hoş hissettirse de İstanbul sahnelerinde sebze tezgahlarının havaya uçması vs sikko sikko şeyleri gözüme soktular. Son olarak Javier Bardem ne tuhaf ne değişik 1 insan yavrusu yahu...

39) 11.02.2015 - Wedding Crashers (2005)
Bradley Cooper'ın tüm filmlerini izleme yemini içmiş gibi son hız devam ediyorum izlemeye. Buradaki rolü çok kıl. Silver Linings Playbook izleyip delirenler bu filmi izleyip kendilerine gelebilirler. Yani pek tavsiye etmiyorum ama yine de siz bilirsiniz, çok merak ettiyseniz izleyin....

40) 12.02.2015 - Eyes Wide Shut (1999)
Yine eskilere doğru gidip izlemediğim film var mı araştırması yaptım ve Eyes Wide Shut'ı buldum. Bu film beni yordu. Söyleyeceklerim bu kadar..........

41) 13.02.2015 - Rush (2013)
Niki Lauda yüzünden izlemek isteyip de sürekli ertelemiştim. Çok büyük hataymış. Gerçekten kendisinin müthiş bir hikayesi var. Bir araştırın derim. James Hunt rolünde de sarı şekerim Thor'cum Chris Hemsworth var, daha ne olsun? Niki Lauda Rush için keşke James Hunt hayatta olaydı da birlikte izleseydik diyor, güzel adam... Çok iyi film, izleyin izletin.

42) 14.02.2015 - The Grand Budapest Hotel (2014)
Büyük ihtimalle Oscar'larda falanlarda bir sürü ödüller alacak tipte bir film. "Şu filmi andırıyor" diyebilseydim keşke, henüz o kadar bilmişlik yapacak seviyeye gelemedim :( Şu ana kadar bahsettiğim 41 filmden çok farklıydı, bunu söylüyor, eyyorlamamı bitiriyorum.

43) 15.02.2015 - Bridesmaids (2011)
Amaaan yine komikli Amerikan filmi mi demeyin. Bu filmde gelinlik provasında midesi bozulan gelin, gelinlikle dışarı fırlayıp caddeye sıçıyor ya sflgkşdkg sinirlerim perişan oldu şu an. Filmi izlerseniz Helen'e iyi bakın. Her ortamın 1 Helen'i vardır, YOK DİYORSANIZ HELEN SİZSİNİZDİR RT PLS.

44) 22.02.2015 - The Dark Knight (2008)
1 haftadır film izlemiyordum. Şöyle müthişinden 1 film izleyeyim dedim. Aman aman aman vay vay vay vay... O NEYDİ GIZ? Şimdi Harvey Dent makyajından mı bahsedeyim, imax kamerkalarından mı Batman'in tomofilinden mi....... Yeni Batman Ben Affleck mi olucak şimdi? Christian Bale'e de çok bağlanmıştım ben ya...

45) 24.02.2015 - The Dark Knight Rises (2012)
Aslında çok düşündüm biliyo musunuz -hayır bilmiyosunuz zaaa- 1 ay sonra falan izleyeyim hemen bitmesin Christian Bale'li Batman serisi diye ama tabi ki 2 gün sonra izledim şkgşslkgşsld. Spoiler vermek gibi olmasın da filmde 1 ölüm sahnesi var, aklıma direkt aklıma Mahmut Tuncer Show'da bayılan kaynana geldi. Heath Lenger'ı rahmetle anıyor, eyyorlamamı sonlandırıyorum.

46) 26.02.2015 - The Imitation Game (2014)
Bilimadamlı dahili insanların konusunu işleyen filmleri çok seviyorum. Orasını burasını değiştirmelerine hiç kızmıyorum, tabi bilim insanlarına saygısızlık yapmadıkları sürece. Bu film = muazzam. Bilhassa Alan Turing'in ölüm sahnesini sadece yazmaları çok hoşuma gitti. Enigma'nın çözümlenmesindeki süreç çok hoş anlatılmış. Bu filmi beğenmeyen benimle ahbaplık edemez... Filmde çok hoş laflar da var, spoiler ediyorum siper alın:

-What's that you reading?
+It's about cryptography 
-Like secret messages? 
+Not secret. That’s the brilliant part. Messages that anyone can see, but no one knows what they mean, unless you have the key.
-How's that different from talking? 
+Talking? 
-When people talk to each other they never say what they mean. They say something else. And you’re expected to know what they mean. Only, I never do. So how's that different?"

(ekşicilerden biri şöyle türkçeleştirmiş > tık)

Son laf:
His machine was never perfected, though it generated a whole field of research into what became known as "Turing Machines". Today we call them "computers".




Her gün 1 film izlenmiyor be ciğerim...............
Yine de izlediklerimi yazacağı.
Martta görüşmek dileğiyle ^^

31 Ocak 2015 Cumartesi

Ocakta Ne İzledim?

Merabayın. Yine sürdürmeyeceğime emin gibi 1 şey olduğum 1 yazı dizisine başlıyorum. Takvimlerimiz 2015'i gösterdiğinde HER GÜN YENİ 1 FİLM entelliğine giriştim. SPOILER içermesi muhtemel bu postumda 1-31 Ocak 2015 arası izlediğim filmleri eyyorlayacağım. Seneye falan döner okurum bu yazımı tekrar, seviyorum böyle şeyleri.

Caps koyunca ortalık çok karışıyor. Bu yüzden beğendiğim film ya da oyuncu capslerini koyacağım, gerisi boş laf yazı olacak.

1) 01.01.2015 - The Hobbit: The Desolation of Smaug (2013)
Unexpected Journey'i takipleyen bu film çevrelerimizce zağar gibi övüldüğünden kısa keseceğim eyyorlamamı. Orta dünyaydı yok efendim elflerdi ben zaten severim. Orlando Bloom olsam karakterin çok etkisinde kalırdım. Neyse ki değilim şsldgkşds. Legolas'ın derede tepede yaptığı hareketleri abartı bulmadım, ona ger şey yakışır................

2) 02.01.2015 - The Hunger Games (2012)
Kullandığım torrent sitemde serinin son filmine denk gelince, "dur bi ilkini izleyeyim" deyip izledim ve pişman olmadım. Bilhassa Katniss'in kıyafetleri falan pek güzeldi. Savaşlı dövüşlü sahnelerde hanım oyuncuların ojesiz olması ise hoş bir ayrıntıydı. Filmin en güzel ayrıntısı ise Liam Hemsworth idi. THANK GOD FOR HEMSWORTH BROS diyor, eyyorlamamı bitiyorum. 

3) 03.01.2015 - The Hangover (2009)
Hunger Games'ten sonra boş beleş her şeye gülmeli 1 film aramalarıma ilk takılan film Hangover serisi oldu. "Buna gülen Recep İv*dik'e de güldü" falan diyen ekşicilerin de abv. Özellikle filmin son kısmında fotoğraflar dönerken baya su muhallebisi kıvamına geldim. Emeği geçenlerden ARO.

4) 04.01.2015 - Gone Girl (2014)
Evlilikten erinmeye meyilli zağar bireylerin izleyip izleyip VALLA EVLİLİKTEN TIRSTIM ABİ YAAAĞĞĞ olarak özetledi bu filmi. Bana göre sağlam film olmuş. Filmdeki çifte hiçbir şekilde yazık değil. Birbirinden manyak sosyopat karı-kocanın hayatı en nihayetinde. Fakat filmin beni en çok hançerleyen sahnesi Nick'in hem Amy'i hem de sevgilisi kızı aynı şekilde (tam öpecekken dudağa dokunup silmesi) öpmesi oldu. Pislik, şerefless, soytarı seni. Böyle erkeklerin Allah belasını versin.

5) 05.01.2015 - Charlie and the Chocolate Factory (2005)
Bir türlü denk getirip tamamını izleyememiştim. Bende haftada 1 Tim Burton övecek kız potansiyeli yok değil amma lafı çok uzatmıyorum. Charlie'nin diş macunu kapaklarından yaptığı fabrika da gözümün önünden gitmiyor ey hayat 

6) 06.01.2015 - The Hunger Games: Catching Fire (2013)
İlkini sevmiştim, bunu daha çok sevdim. Yalnız "Catching Fire" benim bildiğim "Alev almak"tır, bunlar doğrudan ATEŞİ YAKALAMAK demişler. Bunlar dediğim de işte filmin adını çevirenler. Tabi ben kimim ki? Ne bilcem........... Ayrıca Lenny Kavitz çok şahane değil mi ya ^^ Ha bi de unutmadan THANK GOD FOR HEMSWORTH BROSjlfdsşlkgşlsgk

7) 07.01. 2015 - The Hangover II (2011)
İlki kadar iyi değil. Fakat çok kötü de değil. Recep İv*dik muamelesi görecek 1 film hiç değil. 

8) 08.01.2015 - Hannah and Her Sisters (1986)
İzlediğim ilk Woody Allen filmi. Bu adamı tuhafsıyorum. Filmin konusu da zaten ALLAH KORUSUNLUK 1 şey, yani spoliler vermek istemiyorum da kardeşinin kocasına hallenmek falan BENİ ÜZDÜ açıkçası.

9) 09.01.2015 - When Harry Met Sally... (1989)
En korktuğum konuyu işlemişler bu filmde, cidden haberim yoktu. 12 yıl önce tanıştığın adamla sonra birlikte oluyorsun. Gerçekten muazzam olay şu 3 günlük dünyada. Sığlık seviyem şu an ayak bileğimin oraları falan şdflkgjmşdsl ha bi de unutmadan fake orgasmdan sonra işitilen o cümle: 

10) 10.01.2015 - The Hangover III (2013)
2.'si düşüşe geçmiş olsa da 3.'sünde seri kendini toparlamış. Ya da ben beklentiyi düşürerek izlediğim için öyle oldu. Bradly Cooper NEYSE DEVAM EDEMEYECEĞİM.

11) 11.01.2015 - This Is The End (2013)
Deli deli çılgınca 1 film izleyeyim yer yer hayvan gibi güleyim dedim ve bu filmi izledim. Kolum girecek kadar yarılan duvarlara sahip evin duvarını bantla yapıştırmak olsun Hermione'nin yiyecekleri çalması olsun ciddi anlamda deli bir film. Backstreet Boys'u bilmeyen nesil -ki aşina değilim onlara zaaaa- izlemese de olur bu filmi. Bir yerlerde I will always love you çalınca artık hep sırıtacağımdır. 

12) 12.01.2015 - Pulp Fiction (1994)
Yine bir türlü tamamını izleyemediğim film bıdı bıdı diye ekşici tanımı yapmak istemiyorum ama yaptım zaaaa. Bunu izlemeyen kalmamıştır spoiler vermeye gerek yok bence. Dil piercing'i ile alakalı tutumlarını ise kınıyorum (canım ben).

13) 13.01.2015 - The Hunger Games: Mockingjay Part I (2014)
Madem Hunger Games'e daldım, devam da edeyim dedim. İyi film hoş film lakin ki gereksizce 2 part'a bölünmüş. Gözünüzü toprak doyursun krdşm diyeceğim ama aklıma filmde Liam Hemsworth'ün olduğu geliyor. Gözümün nuru.............,

14) 14.01.2015 - Batman (1989)
 Batman'leri de hiç baştan sona izlemedim. Dizi ile film bir arada yürümüyor, dizi izlemekten film olayını çöpe atmışım. Bi dünya Batman filmi var, doğduğum yıl olduğu için 1989 yapımı olanını izledim ilk önce. Yaratıcılığımı kes ^^ Yönetmen koltuğunda ise Tim Burton var.

 15) 15.01.2015 - Whiplash (2014)
İzlemeye başladığım anda hah süper 1 şey geliyor dedim ve çok harikaydı. Hatta 1 caps koyayım post'a dedim, 31 film içerisinden tabi ki Whiplash'i seçtim. Ayrılınan sevgilinin tekrar geri dönmesi gibi klişeleri izleyiciye kakalamadığı için filmde emeği geçen herkesi öpüyorum.

 16) 16.01.2015 - Predestination (2014)
 Kendi kendimi doğurabilir miyim sorunsalını izlemek istiyorsanız bu filmi izleyeceksiniz. Şuraya bir ekşi sözlük linki koyuyorum spoiler tadında, karakter sıralaması güzel anlatılmış. Bir de bu var. 

 17) 17.01.2015 - The Hobbit: The Battle of the Five Armies (2014)
Martin Freeman cidden 1 hobit bence. Bu kadar muhteşem olunur. Evangeline Lily ne güzel yok olmuştu LOST'tan sonra, keşke bu filmde de olmasaydı ya gereksiz. Bi de cüce Kili'ye aşık oluyor falan ya Peter Jackson bırak bu işleri. Ve gözler yiğidim aslanım Aragorn'u aradı..... Lafı geçti gerçi, uzun adam olarak dşlfsdşlfkdsşl

 18) 18.01.2015 - Thor (2011)
Böyle filmleri evvelden ezelden severim. Çok da spoiler vermek istemiyorum ne yazacağımı da şeyapamadım. Loki ayrı Thor ayrı şahane. Ya zaten onlar Tanrı.............. 

 19) 19.01.2015 - Thor: The Dark World (2013)
Hemsworth familyasından kopamıyorum. Neyse ki devam filmine de çok bir süre yok. Bu yaşıma kadar böyle 1 cümle kurmadım ama kanımca Chris Hemsworth gördüğüm en yakışıklı adam olabilir. Liam da iyi ama biraz toy kalıyor. Film dışında her şeyi eyyorladığım eyyorlamam burada bitti.

 20) 20.01.2015 - Interstellar (2014) 
Sakin kafayla izleyin. Sakın yanınıza "ay o neybi bu kimdi bu neydi" diyen birini almayın. Uzaylı yıldızlı film ama gizem krdşinizin gözleri doldu. DOLDU HOCAM DOLDU :( 

 21) 21.01.2015 - Batman Begins (2005) 
Torrent'te gözüme çarptı hemen izledim. Dark Knight'ı izle diye çok ısrar alınca kendisini şubat ayı koleksiyonuma katmaya karar verdim. Diğerlerini de izleyeceğim. 

 22) 22.01.2015 - Manhattan (1979) 
Arada eski filmler de izleyeyim (sığlık = deniz seviyesi) deyince bildiğim birkaç yönetmenden olan Woody Allen’ın filmlerini izliyorum. Manhattan ise çok hoş film, hele de oraları seviyorsanız daha da hoş, sakin bir film. 

 23) 23.01.2015 - He's Just Not That Into You (2009)
 Her ne kadar sonu “Amerikan izleyiciyi mutlu edelim eksepşına inandıralım mmhh” olsa da arada izlemek lazım bu filmi. Bilhassa hanım krdşlerim bize diyorum…. Ben Affleck de iyi ki kilo alıp gürbüzleşmiş ya bu filmde nasıl sıska nasıl sıska... 

 24) 25.01.2015 - Pirates of the Caribbean: At World's End (2007)
Şimdi Johnny Depp eyyorlamak ne haddime yani ne bu cürred……. Aslında bu tip adamlardan da tırsıyorum deli midir manyak mıdır… Oyunculuk bu değil.

 25) 30.01.2015 - The Theory of Everything (2014) 
Lanet olsun böyle filmlere. Astrofizikti Hawking’ti derken beni çok fena etti bu film. Hastalıklar beni çok yoruyor abv yine gözlerim DOLDU HOCAM DOLDU :(

26) 31.01.2015 - The Avengers (2012)
Thor’cuğum Chris Hemsworth var diye balıklama daldım. Azıcık gülelim eğlenelim vurdu kırdı olsun filmi tam. En son sahnesine ise BAYILDIM.



Evet sevgili gönül dostları, 
her gün 1 film izlemek vallahi kolay değilmiş 
ki zaten izleyemedim zaaaaa  

25 Eylül 2014 Perşembe

Christian Louboutin Fall/Winter 2014: Giremedin Neden Gönül Yoluna? - II

Blogger ilk defa böyle 1 uyarı verdi ve yazımı bölmek zorunda kaldım.
Bu 2. kısmı oluyor.
İlk kısma dönmek için; TIK 

Çok aşırı beğendiğim 3 modeli sizlere sıra sıra dizdim.
Christian Louboutin için 130 mm topuk yüksekliği çok da alışıldık değil. Fakat gerçekten müthiş zarif durmuş. 

Allenssima'yı bilerek yan koydum. Resmen kedi oturuşu gibi çok asil bir tipi yok mu ya? Ölürüm sana ölürüm hişt zilli................. Fiyatı $ 995. (2228 lira 80 kuruş). Feda olsun.

Allegra'yı da çok beğendim. Mat olması çok çok hoş olmuş. Pek fazla eyyorlamaya da gerek yok zira kendisi sold out olmuş bile. Fiyatı $ 945. (2116 lira 80 kuruş).

Burnu kapalı pabuç konusunda Louboutin sürekli gönlümü çalıyor. Arsız gibi beğeniyorum. So Kate'tin üstüne çıkabileceklerini hiç düşünmemiştim ama girintili yan yüzey detayı ve tabi ki So Kate'ten 10 mm daha uzun oluşu Hot Chick'i DEV 1 KEDİ yapmış. Bakalım diğer sezonlarda Louboutin Bey bunun üzerine nasıl çıkacak? Fiyatı $ 895. (2228 lira 80 kuruş).



Ostri Sling kötü 1 ayakkabı değil ama olmasaymış da neden yok denmeyecek 1 model. Halka halka delikli detayları hoş. Topuğu topyekün kırmızı yapmışlar tabi değişik 1 hava vermişler. Beleş verseler giyer miyim? 1-2 kez giyilir ama dediğim gibi özel 1 pabuç = değil. Fiyatı $ 1095. (2452 bin 80 kuruş). Pek de pahalıymış yosma. 

Pabucun tam yanına koca 1 çiçek kondurmak Christian Louboutin'de yeni 1 şey değil. Pensamoi'yi görünce aklıma direkt 2012 yılında markanın 20. yılına özel olarak sunduğu Capsule Collection'daki Pensee geldi. Dümdüz kıyafetler için nokta atışı, kabarıklı prenses kostümleri için facia olacak dev çiçekli pabucun fiyatı $ 1395. (3124 lira 80 kuruş). Aşırı pahalı olmasına hiçbir sebep bulamadım. 

Gwynitta çok şık bol dekolteli tam Louboutin'lik 1 pabuç. Eyyorlanacak ekstra 1 yanı da yok. Fiyatı $ 745. (1668 lira 80 kuruş). Şu 80 kuruş detayı beni çılgınlıklara itiyor ^^



Bu postum rekora koşmaya devam ediyor. Ne çok çeşit çıkarmışlar ya YERE BATSIN FEŞIN.

2012'ye kadar gidip Pensee'yi andıktan sonra bu sezon satışa sonuşmuş Neo Pensee'yi buraya koymamak olmazdı. Çiçeğini sonbahar-kış sezonuna uyup döken -zaaaa- pabucumuz bana kalırsa yine çok da gerekli olamayanlar sınıfında yerini alır. Christian Louboutin bu renge NUDE diyor. Ten rengi çorabı, iç çamaşırını sevmeyebilirsiniz ama nude tonlarında ayakkabı seymeyen benimle ahbaplık edemez.... Neyse, Neo Pensee'nin fiyatı $ 725 (1624 lira).

Ditassima çok kibar 1 pabuç. Burnunun da uzun olmaması beni aşırı mest etti. 
Fiyatı $ 895. (2004.80 lira)

Charleen kesinlikle ayakta giyilip görülmesi gereken 1 pabuç. Şu an ne desem yalan. Ayağın üstünü bölen şerit ya nefis duruyor ya da rezil. Bir ara giyilmişine de bakarız. Fiyatı $ 895.



Aslında Bianca "Classic" serisinden. Açıklamakta fayda var; bu "Classic" serisi şöyle oluyor: Her sezon siyah, nude gibi ana renkler dışında modele dokunulmadan başka renkleri de üretilen seriye classic diyorlar. Bu sezonda da Bianca Botta ve Bianca da var. Biaca benim burnu kapalı modeller arasında en sevdiklerimden biri ki diğerleri zaten stiletto. (So Kate, Fifi ve Pigalle).
Fakat kesinlikle 140 mm Bianca tercih edin 120 mm'den uzat durun diyorum. Fiyatlar sırasıyla: 
$ 1495 ve $ 845.



Gortika'yı çok beğendim. İnce ince 21 şeritle müthiş 1 şey yapmışlar. Evet bunu üşenmedim saydım ama tabi 34 numarasıyla 42 numarası arasında şerit sayısı farkı mevcut olmadı kgjşdklfs. Bu güzel pabucun fiyatı $ 1195 (2676 bin 80 kuruş).

Viennana sırf şeritli ve güzel başka 1 pabuç bulamadığım için bu 3'lünün arasında yerini aldı. Yoksa yüzüne bile bakmam. Şu tipe bak insan biraz utanır. Fiyatı $ 1095. Beleş verseler giyilmez.

Gortik ise gördüğünüz gibi Gortika'nın burnu kapanmış hali. EH İŞTE YANİ EH. Çok da gerekli değil sanki. Lakin ki çeşit olsun illa alayım falan derseniz de alın yani bir şey demiyorum............... Fiyatı $ 1245 (2788 lira 80 kuruş). Yazık günah be.

Bu zamana kadar yazmadım ama buraya şeyapayım; daha önceki sezonlarda ilgimi çekmediği için "yoktu demek ki" diyorum ama bu sezon pek çok pabucun 34 numarası var. Ayağı küçük hanımlar bunu görünce ağlamış olmalılar. SİZ NE ANLARSINIZ BE GERİZALAR. 


Blogger'ın kapatisinin ABV 3. Bölüm için TIK

Christian Louboutin Fall/Winter 2014: Giremedin Neden Gönül Yoluna? - I

Merabayın. 
Bugün sizlerle Christian Louboutin FW14 koleksiyonunu eyyorlayacağız. Koleksiyonun tamamını inceleyince baya 1 düş kırıklığı yaşadım ve başlığı bu isyankar şarkının sözüyle tamamladım. Fotoğraflarla çok oynamayıp post'umu çabucak bitirmeyi amaçlıyorum (6 AY SONRA BİTİRDİ)


Ben oldum olası kitten heel sevemedim. Ya topuklu giy ya da git babet giy amma çük kadar topuklu ayakkabı G İ Y M E. 

Spike Me de böyle gereksiz 1 pabuç olmuş. Zaten leopar deseninden de nefret ediyorum. 
PVC'li ve gümüş rengi spike'larını zaten görüyorsunuz. Daha fazla yazamayacağım. Fiyatı $ 1195. (2676.80 lira)
 Bu ayakkabıyı beğenen benimle ahbaplık edemez.

Technicatina çok da fena 1 model değil. Özellikle siyahı çok güzel (az sonra aşağılara 1 fotoğrafını fişekleyeceğim). Leopar deseni nefretim ise sürüyor. Ama ne yapacaksın işte adam yapmış leoparı. 
Bu pabuç da $ 1195.

Gelelim So Bella'ya. Ya artık allah 1000 belanızı versin ya bu nasıl 1 ŞEY? Yemin ediyorum ŞEN KUNDURA satsa bunu kimsenin demediği kalmaz ama Louboutin yapınca TARZ. Bu takoz 995 dolarmış. 995 doları bana verseler bu ayakkabıyı giymem. 



Biraz daha güzellerden bahsedelim. 
Billie Et Boule kötünün iyisi 1 pabuç. Kış koleksiyonu olduğundan ayağı yeterince çıplak bırakamayan Louboutin basmış yine PVC'yi. Önündeki yeşil fiyonku nasıl durur pek karar da veremedim ama işte tipi böyle. Fiyatı $ 1295 (2900 lira 80 kurruş).

Galata adını Galata Kulesi'nden mi almış bilemiyorum amma Romanya yaşamımda ki hatta yaşadığım yer olan IAŞI (Yaş)'ta böyle 1 manastır da mevcut. "Avrupa gezdim gördüm herhalde" mesajını güzelce verdiysem eğer ayakkabıyı eyyorlamaya devam ediyorum............ Sivri burunlu ayakkabıları da sevemedim gitti. Zaten sivri bununlu pabuç deyince aklıma Manolo Blahnik geliyor. Ama Christian Louboutin illa şu burunları uzatıyor ya bi yuvarlat be adam be.
Buna da kötünün iyisi diyorum. Fiyatı ise $945 (2116 lira 80 kuruş).

Ublot bu 3'lünün en güzeli. Minik kayışlı ayakkabıların şık olmadığı çok nadir zaten. 120 mm topuğu olan bu modelin platformlusunu da az sonra eyyorlayacağım. Bunun fiyatı $ 1095. Yani 2452 lira 80 kuruş. Bugünün kuru da ne güzelmiş ya 80 kuruş 80 kuruş gidiyoruz ^_____^




Sıcağı sıcağına Ublot pabucun daha topuklusunu hemen koyayım istedim. Bu da şık. Diğerinden daha rahat olduğunu belirtmeme gerek var mı bilemeyerek belirtiyorum. Fiyatı $ 1295 (2900 lira ve tabi ki 80 kuruş)

Cross Street Metal'i Fransa butiklerinde buldum. Normalde ilk tercihim Amerika'daki butikler oluyor fakat Amerika partisinde bu pabuç yok. Diğer tasarımcıları hiç bilmiyorum ama ülke ülke farklı ayakkabı modellerini yollamak satış için iyi strateji olsa da tüketiciye adeta SEN KİM KÖPEKSİN demenin arapçası. İnsan parasını verse bile alamıyor rezalet. Neyse ki ben ülke ülke fellik fellik geziyorum da sorunu çözüyorum................. Bu arkadaşın fiyatı € 645 (1858 lira 40 kuruş).

Gamma Talon bu 3'lünün içinde en klasik olan. Yine de tipinde içime sinmeyen 1 şeyler var ama ne ben kafa yorayım ne de -devamı yok-. Zaten buraya kadar okuduysanız çok tatlısınız ya ^.^
Fiyatı $ 875 (1960 lira).



Hem renk hem model açısından son derece hoş olan bu 3 pabucu tebrik ediyorum.
Lafı hiç uzatmadan fiyatları sıralamak gerekirse;
Belle ve Chester Fille $ 995 (2228.80 lira)
Gardnera $ 825 (1848 lira)


Koleksiyonun en sevdiğim ayakkabısı Follies Lace oldu. Ben de saf mıyım neyim dantel görünce hemen beğeniyorum.... Şaka tabi ki ya şunun güzelliğine bak amk. Siz odaya girdiğinizde ben bunu giyiyor olacağım............ Bunu Singapur'daki 1 butikten buldum, Fransız markası olacak ama Fransa'da 1 butiğe bile koymamışlar ayakkabıyı skandal. Fiyatı 1300 Singapur Doları, yaklaşık 2297 lira yapıyormuş. Farklı paraları da öğreneceğiz artık iş başa düştü.......................

Kış sezonu olur da çizmedir bootydir olmaz mı? Tabi ki olur. Çizme kısmında geçen sezonlardaki ürünleri farklı renkte üretip bu sezona da kakalamışlar. Ishtar Booty ise -çizme bence bu ya ne booty'si be- bu sezonun yenisi. Bence çok şık. Fiyatı $ 1545 (3460 lira 80 kuruş :)

Franca isimli tasarım da beli tutulmuş insan terk. Pek beğenmedim de 3'lü 3'lü gruplarken bu 2'sinin yanına ne koyayım diye çaresiz kaldım. Olan oldu artık ama bence bu ayakkabıyı almayın. Pek hoş değil işte. Fiyatı 1400 Singapur Doları, yaklaşık 2474 lira. Püh allah belanızı versin bu ayakkabı nasıl Follies Lace'den pahalı olur ya. PÜH BE.



Cabo Pump olmasa da olur denilen modellerden. İşte normal ayakkap, ucuna da renkli spike'ları bas, tasarım bitti. Zarif mi zatif ama 1 dantelli pabuç değil. Fiyatı 1200 Singapur Doları, 2120 lira 25 kuruş. Yine Singapur butiklerinden birinde buldum tabi ki..

Willetta da kış sezonuna yaraşır 1 model olmuş ama o uzun burun..... Neyse bu konudan bahsetmek istemiyorum. Yine Singapur butiklerinden buldum. Singapur'un refah seviyesi yüksek olduğu için değişik modeller hep orada belli ki.. Fiyatı 2300 Singapur Doları, (4063 lira 80 kuruş).

Follies Cabo da Cabo Pump misali 1 pabuç. 2 cm daha alçak yani fark bence bu. Fiyatı 2100 Singapur Doları, yaklaşık 3710 lira. Dikkat ettiyseniz Singapur butiklerinde fiyatlar sapıttı. Ülkemizdeki iPhone fiyatlarına döndü resmen. Vallahi hangi ülke ne fiyat tutturulursa gazlıyorlar yazıklar olsun be.



Ay o kadar tırıvırı model doldurmuşlar ki caps yap yap bitmedi şimdi yangın var diye bağıracağım.
Hayır 5 tane eli yüzü düzgün model yap, bitsin gitsin. Sırf güzelleri koysam bu sefer de fanboy olacağım allah saklasın...

Neyse......... Pina Spike benim çok sevdiğim 1 tarz. Bilekten bağlamalı çok şık çok prenses. Bilen bilir, bu spike'lar zımbalar Louboutin'in 50 senedir kullandığı aksesuarlar. Bakmayın son yıllarda bokunun çıktığına. Pina Spike'ın fiyatı 1045 dolores. Nude + kırmızı renk seçeneği de mevcut.

London Bridge Flat, henüz wishlist'teymiş. Singapur butiklerinden buldum. 3600 Singapur Doları (6360 lira 74 kuruş) olan bu ayakkabıyı alan benimle ahbaplık edemez.

Spike me'nin hem bu rengi hem de nude olanı çok şık pek güzel. PVC kısmını eleştirmek bile istemiyorum. Fiyatı 2000 Singapur Doları yaklaşık 3534 lira. Tamam kabul Singapur butikleri kazık ama tüm çeşitleri de oradan buldum. 



Siyahlardan gidelim biraz da. Kebapçıların 5 metrelik kebabı gibi oldu postum amk ayakkabılar bitmiyor :((((((((((((

Mandolina şık 1 pabuç, sizi de kusturmak istemiyorum artık bu lafımla ama BURNU ÇOK SİVRİ. Bunun dışında tabi ki sevdim çünkü DANTELİ VAR TÜLÜ VAR........ (Fileli 1 dokusu var ama dantelmiş gibi davranalım pls). Fiyatı $ 1495 (3348 lira 80 kuruş). ÇOK BE.

So Nail ise So Kate modelinin üzerine MANİKÜRLÜ TIRNAK şeklinde aksesuar boncuk cıncık eklenerek elde edilmiş 1 ayakkabı. Louboutin oje işine girince araya da bunu sıkıştırmış. Tırnak şeklinde gibi algılanmadığı takdirde gayet giyilesi 1 model ama o ne öyle canım? Nereden aklınıza geldi? -Tırnakları çekip çekip koyduk gibi düşündük. +Dehşetengiz. Fiyatı 2200 Singapur Doları, yaklaşık 3888 lira. Singapur yine fiyatı koydu sayın seyirciler.

Conquilla topuğu Louboutin tasarımlarında daha önce hiç kullanılmadı diye biliyorum. Büyük ihtimalle de doğru biliyorumdur.....zaaaa..... Bu tip topuk görünce hep rahmetli Alexander McQueen'i hatırlarım. 

Blogger'ın kapatisi mi yetmedi 1 şey oldu

21 Eylül 2014 Pazar

Christian Louboutin Spring/Summer 2014: Sonra Çok Önemli Tenimizin Uyumu

Merhabayın gönül dostları.
Ülkemizin çambul çumbul çalkalandığı seçim arifesinde konuyla alakasız, gerizekalı kız görevini üstlenip sizlere Louboutin ss14 koleksiyonunu yanıtmak için onlaynım. 
"Bu ayakkabılar ne pahalı Gizem ya" diyen beylere ayakkabı kutusu esprisi yapmak için müthiş fırsat sunan hırsız siyasetçilere ARO diyor, eyyorlamama başlıyorum ^.^


İlkbahar/Yaz döneminin vazgeçilmesi bootylerin salındığı koleksiyonda tek farkı Calamijane Booty'nin burun kısmında parlaklık olması. So Kate Booty ile bir fiyat farkı olduğunu sanmıyorum ve fiyat £ 745.00 (yani bugünün kuruyla 2745.07 lira, haşırt).

Door Knock ise tam 1 gelin pabucu değil de ne arkadaşlar? ısısısısı. Onun da fiyatı £ 645. (2376.60 lira). Ya olsun düğün bu 1 kez oluyo kdgjsdklgjsşldgk. Pabuçlar deri ve 120 mm topuğa sahipler.



Bahriyeli yari olan kızlar eqlesin. Louboutin'in bitmek tükenmek bilmeyen sailor feşın takıntısı yine bitmek tükenmek bilmiyordu.. Gerekli mi? Pek değil bence. Just Soon 100 mm topuğa sahip, ucu açık, tokalı şık 1 pabuç. Gideri yok değil. Fiyatı 795 dolores (1775.87 lira). 

Geo Pump ise bildiğimiz Pigalle ama işte sailor falan olunca farklı model diye ittirmişler. Daha önceki sezounlarda her rengi mevcut olan pabucumuz 120 mm topuğa sahip ve $725 (1619.51 lira).


Esmerlerle eyyorlamaya başlıyorum; sol köşede karşımıza çıkan Beauty K her markada olması gereken sıradanımsı fakat hoş 1 model. Hatta bence baya iyi. Topuktan fermuar falan, satar bu. Gözlerim yanılmıyorsa 80 mm topuğa sahip, 100 mm de olabilir. (En fazla bulabildiğim bilgi 3 1/4" olduğu, o da 8 cm'li bir şeye denk geliyor). Fiyatı $895 (2006.32 lira).

Bilekten bağlamalı Bettina 100 mm topuğa sahip deri bir pabuç. Yuvarlak burun çok seviyorum bence müthiş bir şey kendisi. Fiyatı hakkında bir bilgiye ulaşamadım ama üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyorsunuzdur.

Gelelim alt kısma, yuvarlak derileri birleştirip pek de sevmediğim (bi hasır + dolgu topu bi bu mantarımsı topuk ABV) bir topuğa sahip Amazona Calf 120 mm topuğa sahip. Giyilmez mi, giyilir de biraz ehh bi ayakkabı. Hep şu topuk metaryeli rezil ediyor tasarımı arkadaş. $1000'ı gözden çıkarın derim.

Yılan gibi vahşi and çekici dekolteli pabucumuz Toboggan, sağ alt köşeden gövde gösterisi yapmakta.............. 100 mm topuğa sahip. $745 (1667.16 lira). Her renginden alacaksın bunun (aynen ben kezo aynen).


100 mm topuğa sahip Valnina bilekten bağlamalı, üst capsteki 3'lünün arasında en dekolte pabuç. Şu an onlayn satışta yok. Baya da güzel aslında neden koymamışlar ki? Bitmiştir belki de peynir ekmek gibi satıyor maşalla. Sadece bilekten bağlanan kısmı anlayamadım. Lastikimsi bir şey var, koy oraya minik bir toka ya ipli saplı ne saçmalıyorsun di mi?

Gümüş renkli Laurence Anyway de Valnina gibi 100 mm topuğa sahip bir sandalet. Böyle ipçikli sapçıklı kemerli sandaletlerin her markada gideri var diyeceğim ama Louboutin'de maşallah fiyatlar el yakıyor ama sold out'tan da geçilmiyor. Fiyatı $1245 (2758.80 lira).

Son olarak sağ alt köşedeki Martha ile devam edeceğimdir. Gerçekten çok zarif çok güzel ayakkabı, tecrübeledim. Onun da topuğu 100 mm. 37.5 numerosu onlayn satışta mevcut olduğu için küçücük capsini koydum çok kıskanıyom. Fiyatı $1495 (3312.77 lira). 

Buraya kadar olan satırlarımı 26 Mart 2014'te yazmışım. Şu an ise 20 Ağustos 2014. Hatta saat 23:42. Christian Louboutin blogunu tamamen yenilediği için eksik fotoğtaflarıma ulaşamıyorum. 1 feşın eğlencem vardı o da ellerimden kayıyor ya lanet olsun. Neyse güç bela yazmaya devam edeceğim 
:(

Bunları da aylar önce yan yana sıralamışım. İsimler sol baştan itibaren: 
Farfamesh (Sandal)
Air Chance (Slingback)
Djalouzi
Paralili (Slingback)
Aqua Ronda
Muhtemeşen 100 mm topuğa sahipler. Fiyatları ise muamma çünkü site değişti.



Toboggan'a benzeyen fakat slingback diye 1 de eklentisi olduğunu tahmin ettiğim pabuç ve her sezonun vazgeçilmezi So Kate (sağda) bu sezon var-mış-. Hatırlamıyorum ama ss14 klasörüme bu capsleri almışım, buraya da paslıyorum.




Bu koleksiyonumuzun son capsi de bu olsun.
Bu matmazelin adı Pigalace. Dantel Christian Louboutin'in çok muhteşem kullandığı 1 detay. Özellikle siyah olan dehşetengiz olmuş. Arkadaşlar beyaz olanı zaten gelinliğin altına falan giyilir yani artık dantel detayı biraz etek altında kalacak ama olsun nabalım............

Fall/Winter'14'ü yarın yazmaya başlasam 6 aya bitiririm gönül dostları.
Hepinizi hasretle selamlıyorum.



16 Mayıs 2014 Cuma

Gözyaşı Dökmek Kaderimiz Olmuş

Komik ve yer yer gerzeklik kokan 1 post hazırlamayı çok isterdim ama nasip değilmiş. Gözyaşlarının mikroyapısından bahsedip gideceğim. 

Rose-Lynn Fisher isimli 1 kişi farklı duygularla dökülen gözyaşlarını araştırmış. Mikroskop altında incelemiş.
Adına da The Topography of Tears demiş.
Here we go;

"Tears from laughing until crying"
O kadar çok güldüm ki gözümden yaş geldi diyor. Dostlar başına.


"Tears of change"
Değişimin gözyaşları gibi 1 şey ama ne değişmiş, muamma.


"Tears of grief"
Üzüntünün gözyaşları efendim. Kaderimiz olan. 


"Tears from onions"
En güzel mikroyapıyı da soğan sayesinde elde etmiş.


"Basal tears"
Bazal gözyaşı mı diyelim buna normal gözyaşı mı diyelim ne diyelim? Aman neyse ne..


"Tears of timeless reunion"
Çeviride mutabık olamadığımız 1 eser. Timeless = sonsuzi reunion=tekrar biraraya gelme
gibi desek, nerden baksak chicken translate. Ağla gitsin ya bu nasıl isimler?


"Tears of ending and beginning"
Başlangıç ve bitiş gözyaşı diyor, (genel) herhalde...


"Tears of momentum, redirected"
Momentumu divinirlik, redirectedi tekrar göndermek gibi çevirsek aha onun gözyaşı bu. 
Arkadaş ne isimler koymuşsun ya vallahi yaşlandım.


"Tears of release"
Rahatlamanın gözyaşları. Ay hadi inşallah.


"Tears of possibility and hope"
Umut fakirin ekmeği isimli gözyaşı mikroyapısı.


"Tears of elation at a liminal moment"
Mutluluk gözyaşısı.

"Tears of remembrance"
Hatırlama gözyaşları.

İşbu bilok yazımı 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nı takip ederken oluşturdum. Twitter'dan olayı takip edip fav basacak kadar takatim kaldı. Kayıplar için sabır dilemeye utanıyorum. Allah belayı yanlış yerden veriyor. Acımıyor.


15 Ağustos 2013 Perşembe

Christian Louboutin Fall/Winter 2013: Aşk İle Allah Allah

Hazır önümüz bayram, hazır sizler ucuz ve sevimsiz ayakkabılarınızı almış ve avunmaya başlamışken bir Christian Louboutin postu döktürmenin tam zamanı :d

Şaka yapıyorum hayatım alınmaca yok öyle hemen ^__^


Blue Khol renkli bu 3 pabucumuzun topuk boyları ve isimleri ekte mevcuttur.
Karina kıpklasik bir model olmakla birlikte platform topuk avantajı ile sağındaki Grusanda insanından daha rahat olduğu otoritelerce kesinleştirilmiştir. 
Babel Clou ise topuk kısmı dikenli ilginçli bir model. Favorim Karina, Grusanda'nın tepesinde füyonku daha küçük olsa gözümün nuru olurdu. OLAMADI. 
Fiyatlar sırasıyla: 1595 $, 995 $, 995 $.


Bu da platformsuz Karina. Tam bir piremses. Resilliana ise tam bir fentezi ayakkabısı, dantelli falan. Bu ikili rose antique rengindeymiş. 3 ayakkabı bi boy, 120 mm.
Lamu'yu is sırf yeni tasarım olduğu için ötekileştirmedim. Yoksa biloğumda böyle pabucun işi = YOK.
Bağımsı tasarlanan orta kısmı olmasa adama benzerdi ama bu haliyle tam bir sümpeşik. GİT.
Fiyatları: 1195 $, 1495 $, 895 $.


Bak yine dantelli tüllü yapmışlar 
Sol üst köşede salınan Resillisima 100 mm yüksekliğe sahip. Topuk kısmından fermuarlu hmmm harika. Etiketinde ise 1095 $ yazıyor. Aniya aniyaaaeğ :')
Sağ üst köşedeki Lagoula içimin yağlarını eritti. Online butikte şu an satışta olmadığı için tam bir fiyat veremiyorum ama en az 995 $. Topuğu ise 120 mm  bence. Ben yanılmam çocuklar ihtisas yaptım bu pabuçlar üzerinde. Koca sezondaki favorim bu pabuç. 
Sol alt köşede Daffodile olarak tanıdığımız pabucun açık kısmına tül ekleyerek tasarlanmış ve Resillisima (160 mm)'ye evrilmiş pabucumuzu görüyorsunuz. Fazlasıyla stripper shoe ama insana sevdiği güzel be bilogır.. Günahı ise 1295 $
Son olarak sağ alt köşede ise Resillana var. Az önce farklı bi modelini eyyorlamıştım ama bakın rengi ve metaryeli değişince nasıl bambaşkaymış gibi bir forma bürünüyo kevaşe.. Çocuklar evde yapsam yemezsiniz sırf dışarda diye yiyosunuz :(( 895 dolores de bayılıyorsunuz ;);)););;)


Sol üst köşedeki Body Strass transparan pullu bir seksibiç hemen yanındaki ise aynısının siyahı adeta kara meleque. 120 mm topuk boyu ile tam özenmelik. Para olsun ikisini de alırız ayol. Tanesi 1445 $.
Sol alttaki zeytinyağı renkli eserin adı ise So Kate. O da 120 mm topuğa sahip ve günahı 745 $. Tabi bi So Gizem değil :/
Sağ alt köşedeki pullu çiçekli işlemeli olanı ise sırf yeni model diye koydum beni pek çekmedi açıkçası. Adı Artifice fiyatı da 3365 $. Var mı öyle sevörozki daşları koyup fiyatı 2 katına çekmek ya?




A La Peche güzel mi çirkin mi karar veremedim.
Completa sivri burun garip bir şey.
Geo Pump denen modelin zilyon tane değişik rengi var en iyisi aha bu pembeli. Leoparlısı falan var gören gözler kör olaydım diye ağlıyor o derece.
Fiyatlar sırasıyla: 795 $, 1275 $, 725 $.

Koca koleksiyona bakıyorsun elle tutulur 2-3 ayakkabı var, iş biloğa yazmaya kalkınca 3 günde bitmiyor lanet olsun. Yeminle bayılmaklarım geldi.
Madem Fall/Winter demişler ve göstermelik 3 tane bot/çizme gibisinden bir şeyler yapmışlar. Tabi ki sadece ortadakini beğendim. Diğerleri zaten aynı, sadece siyah olanın burnuna spikes yapmışlar olmuş sana yeni model. Çizmelerin bilek kısmı neden boru gibi anlamış değilim. Çok rahatsız edici. İnsan bi kıvrım yapar oraya bir hnm kıvrımı.. Bunlar hiç düşünülmemiş.
Fiyatlar: 945 €, 945 € ve 995 €.
Para birinin yuğroya dönmesinden anlayacağınız gibi bunları başka sitelerden buldum sizler için.
YOK ÖYLE HAZIR YAPILMIŞ POSTU KENDİ BİLOĞUMA AKTARMAK. BÜTÜN FOTOĞRAFLARI BEN EDİTLİYORUM BEN.




Bunlar da çirkinler.
Sağdaki büyük leopar desenli, gördüğüm en çirkin leopar desenli pabuç olabilir. Adı Miss Poppins ve fiyatı 1145 $.
Merkezdeki Keny aslında düz renk olsa baya adam olur. Ya ben ciddi ciddi leopar deseni sevmiyorum galiba of kimsenin yanında demeyeyim bunu. Kız olmak = Leopar deseni sevmek sonuçta. Günahı 1845 $
Pembe renkli Gine Flat de insanlıkla adeta alay ediyor. Ayol bu ne bi de kurdelesi var ya inanılır gibi değil. Bakmaya korkuyorum sold out yazısıyla karşılaşıcam diye. Fiyatı 945 $. Paranı çöpe at daha iyi.
Kırmızı pabucun burun kısmı çok uzun. Bu da yetmemiş metal kaplamışlar. Hayır yuvarlat o burnu bak ne güzel olacak. Geotistrap 895 $.
Soldaki siyah babaanne pabucu ise Lemer Pont. Bunun da burun kısmı almış başını gitmiş. Yakında palet tasarımları ile göz dolduracak Louboutin. Zaten fiyat da 645 dolara düştü.
Son kalan 2 pabuç ise birbirinin aynısı fakat topuk boyu farklı. Sarı olan Malabar Hill Pony ve sağındaki Malabar Hill Flat. Dokuları kıllı, bir tuhaf. Fiyatları: 1325 $ ve 1095 $.

Spring/Summer 2014'da görüşmek üzere biçız 


21 Ocak 2013 Pazartesi

FAV'a İnanma FAV'sız Kalma




Merhaba gönül dostları. Bugün sizlerle FAV konuşacağız. 
Twitter'larımızda sıklıkla kullandığımız bu fasilite bu bilok yazımda detaylıca irdelenecektir. Umarım dediğimi anlayıp yapısal olarak parçalanırsınız.

Şimdi burada Twitter'ı tanımlayacak değilim. Bu, siz sevgili okurlara hakaret olur............... Gerek başlık olsun, gerekse header fotoğrafındaki söz olsun hep sizler için kelime oyunlu cin laflar seçtim. Bu da yetmedi yok Bilbo Baggins'in yazı karakterini uygula bilmemne bıdı bıdı. Siz kıymet verdiğimi bilin nolur :(

MÜHİM NOT: Bu bilok yazısı "RETWEET TUŞU YOKKEN BİZ TWITTER KULLANIYODUK YAE" cümlesini sıkça kuran Twitter dingillerine armağanımdır. İçimden böyle geldi. TŞK ^_^

Kaç çeşit FAV olduğunu belirlemedim. Şu an aklıma ne geliyorsa yardıracağım. Hazırsak başlıyorum:

  • SONRA BAKARIM FAV'I: Malum, çoğumuz mobilizeyiz. İnternet paketi problem, o problem değilse cihaz şarjı problem, o da değilse büyük büyük laptop ekranlarına alışıp uzun yazıyı cep telefonu ekranından okumak istemeyiş, sözkonusu tweet'teki videoyu daha büyük daha detaylı izlemek isteyiş, toptantı/ders/toplu taşıma/nsfw gibi şeyler sonucu web ortamında incelemek üzere FAV'a atma durumu. Kendi adıma konuşmam gerekirse bunların pek azına geri dönüyorum. Unutmuyorum fakat zaman da ayırmıyorum. YALAN YOK..

  • TWEET'İNİ BEĞENDİM AMA RETWEET EDESİM YOK FAV'I: Yan başlık kendini yeterince tanımladığından lafı daha fazla uzatmak anlamsız geliyor. Birkaç şirin görselle sizleri başbaşa bırakıyorum:

  • FAV BACK FAV'I: Türkçesi; "O BENİ HEP FAV'LIYOR, BEN DE ONU FAV'LAYAYIM." Bir nevi iade-i ziyaret. Böyle insandan zarar gelmez. Lakin ki bu güruhun bir altkümesi var ki amaç iade-i ziyaret değil KARŞI TARAFIN GAZINI ALMAK olup FAV ettikleri tweet'leri sonra UNFAV edip dangalak dangalak davranmak. Lan pezevengin evladı HİÇ Mİ ÜŞENMİYON? Bİ BARDAK SU İSTESEK VERMEZSİN, BİR DE FAV'LADIĞIN TWEET'İ 2 GÜN SONRA FAV'DAN ÇIKARIYORSUN. Yemin ediyorum bu güruhtan tacizci de çıkar, katil de çıkar sapık da çıkar. Bu nasıl bir içten pazarlık arkadaş? Bak yine sinirlendim. Allan ezoları.

  • FARK EDİLMEK İSTİYORUM FAV'I: "Ben onu takip ediyorum o da beni etsin" mantığına sığınarak retweet'in yanında FAV'a almak olayıdır. Şimdi retweet etse takipçileri gidebilir bıdı bıdı bir sürü iş. FAV temiz. AT FAV'A ;;);););););))

  • "FAV'A ÇÖK" FAV'I: "X diyenler FAV" gibi şablonlaştırılabilecek tweet'i FAV'lama durumu. Bazen birbirinden alakalı ya da alakasız 2 ayrı cümle ile "X diyenler FAV, Y diyenler RT" gibi bir kalıbı da mevcuttur. BENCE ÇOK EĞLENCELİ. %99 FAV'LARIM.

  • "GÜN GELİR ALEHİNE KULLANIRIM" FAV'I: Başta maç sonucu tahminleri olmak üzere, transfer olsun sonuç olarak genelde sporcu şeylerle alakalı insanlar aşka gelerek yazdıkları, ahkam keserken kendilerini kaybettikleri tweet'lerdir. Sonrası pişmanlık sşlkfşsldkgşlsdkg. Dün bir tanesiyle karşılaştım, şuraya tweet'i, alta da görseli bırakıyorum:
  • "AYNI FİKİRDEYİM" FAV'I: "Çok doğru yazmışsın ama rt etmek istemiyorum. 'Aynen katılıyorum...........................' gibi bir meyşınlan cevap vermek de anlamsız geliyor" düşüncesiyle FAV'lama olayı. Sıkça yapıyor, yapılıyor ve yapısal olarak parçaşskdşsklfsşdlfs. 

  • HAYIR DUASI FAV'I: Bunun adını bugün koydum. "Aynı Fikirdeyim FAV'ı" başlığında incelemek istemedim ama mantalite aynı. "Hakkımızda hayırlısı, inş cnm ya" kalıplarının geçtiği tweet'leri FAV'larsanız bu benim nazarımda HAYIR DUASI FAV'ıdır. Çok değerli ve tatlıdır ^_^

  • KONUŞMA BİTİRME FAV'I: Bitmek bilmeyen reply'lere mention'lara ARTIK BİR DUR demek için kibarca (acaba) FAV'lama hareketidir. Diyalog bitirme FAV'ı olarak da adlandırılabilir ama 3-4 kişi konuşuluyor çoğu zaman. "Diyalog" ile sınırlandırmak istemedim................ AZ SONRA KONUŞMA BİTİRME FAV'I GELECEK EKİEKİEKİ" gibi gevezelik yaparak sıklıkla andığım bir FAV çeşidi olup ara sıra bazı bazı bana karşı da kullanılan bir enstantenedir................. (Oya slm cnm ^_^)

Oya iyili ve sevdiğimli bir tibit arkadaşımdır. Yukarıdaki tweet'ini büyük bir fırsatçılıkla FAV'ladıktan, Oya'yı çirkince tezgaha getirdikten sonra tabi ki gönlünü aldım. Ben kırıcı bir insan olamam çocuklar.............

  • DOKUNMATİK EKRANA ALIŞAMAMA KAYNAKLI FAV: Aslında daha çok Facebook'ta istemeden like etme (beğenme) olayı olarak vuku bulan dokunmatik ekran azizliği. Mağdurların bazısı "aman ya boşver" dese de bazısının içi helva karar. Bir endişe bir heyecan. Sanki Fav şeysine değil de dünyayı yok etme kırmızı düğmesine bastı. Maybaş. Bu tip durumlarda çok heyecanlananlar ise anında UNFAV ederler ki 2 saniyelik FAV'dan anlarsınız ki dokunmatik ekranı kullanmayı beceremiyor. İşin yoksa bu elemanı stalk et. BOL MALZEMOS ;;);;)););  (Viral yaptım olmuş mu?)

  • "MENTION'INI OKUDUM AMA CEVAP VERMEYE TENEZZÜL ETMİYORUM" FAV'I: Nerede tıynetsiz insan var, aha bu gürhuna soluksuz dahil ediniz. Bunlara sinir bile olamıyorum gönül dostları inanır mısınız? Gün gelir Twitter'larımızda popi olursanız, takipçi sayınız artarsa (kime göre?) hemen menşıra başlar bu kanı bozuklar. Popi olmazsanız paso mesaj, dm, pm. Bunları dm aracılığıyla gazlamanız, üstü kapalı kapalı konuşup coşmalarını sağlamanız ve bol bol ekran görüntüsü almanız tavsiye olunur. Canımlar ya. 

  • NE İDÜĞÜ BELİRSİZ FAV: Facebook'ta her paylaşımı like etmek için nöbet tutan güruhun Twitter uzantısının sorumlusu olduğunu düşündüğüm eylem. Twitter'daki retweet hesapları gibi bu kişilerin hesapları da adeta FAV hesabıdır. Belki de bottur. Belli bir konudaki tweetleri değil konu ayırmaksızın FAV ederler. Zararları var mı? Tabi ki yok. Fakat insan bir sabreder iki sabreder üçüncü de bünyeyi bir merak sarar..

Bol FAV'lı günler diliyorum